kentsel dönüşüm teklifi komisyondan geçti: Bu neyin acelesi?

yapılan bu düzenlemeyle ‘Baskıcı, kamu gücünü kullanarak yapılan mülksüzleştirme’ faaliyetinin hız kazandı. kentsel dönüşümde yeni düzenlemeler getiren 21 maddelik kentsel dönüşüm yasa teklifi Meclis Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edildi.

Düzenlemeyle vatandaşın evlerinin kolluk marifetiyle boşaltılmasının önü açıldı. 6 Şubat depremlerinin ardından açılacak dava süreçlerini kısaltacak düzenlemelerin de yapıldığı teklife göre savunma süreleri kısaltılacak.

Yıkıntıların önünde koltuklarda oturan üzgün kadın. Önünde de dikiş makineleri var.

Yürütmenin durdurulması kararlarına itiraz edilemeyecek. 

KOMİSYONDA KABUL EDİLDİ

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Meclis Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edildi. 21 maddeden oluşan teklife göre, “ivedi yargılama usulü”nde belirtilen “Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabilir” süresi dikkate alınmayacak ve kanuna eklenen geçici madde ile deprem bölgesine özel uygulama yürütülecek.

Deprem bölgesindeki hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere, hasar tespit raporlarına dayalı olarak tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında da bu düzenleme geçerli olacak. Buna göre 10 gün içinde iptal davalarının ilk incelemesi yapılacak. İptal davasında idarenin savunma verme süresi, dilekçenin tebliğinden itibaren 10 gün olacak. Bu süre en fazla 10 gün daha uzatılabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarına itiraz edilemeyecek.

KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞKANLIĞINA YENİ YETKİLER

Düzenlemeye göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığına, Bakanlığın yetkileri verilecek. Uluslararası kuruluşların finansmanında yetki Başkanlıkta olacak. Teklife göre, riskli yapıların tespitinin maliklerce veya kiracılarca engellenmesi durumunda, mülki idari amirinden alınacak yazılı izin ile riskli yapıların kapıları açtırılarak ve söz konusu tespit işlemi yapılabilecek. Riskli bulunan ve yıkılması gereken yapıların tahliyesi ve yıktırılması için mülki idari amirin izninin alınmasının ardından, yapının kapısı kolluk kuvvetleri eşliğinde açılacak, tahliyesi ve yıkımı gerçekleşecek.

YÜZDE 50+1 OLACAK

Binalarda kentsel dönüşüm yapılabilmesi için gereken izinde çoğunluk hesabı değiştirilecek. Buna göre maliklerin 3’te 2’si olarak belirlenen olan izin çoğunluğu, salt çoğunluk yanı yüzde 50+1 olacak. Örneğin 21 daireli bir binada kentsel dönüşüm için 14 daire sahibinin izni gerekiyorken, artık bu izin için 11 daire yeterli olacak.

Yıkılacak derecede riskli olan ve doğal afetlerin meydana geldiği alanlarda uygulama projesi aranmaksızın ihaleye çıkılabilmesi ve riskli yapı tespiti ile tahliye işlemlerinde engellemelerle karşılaşılması durumunda, mülki idare amiri tarafından verilecek yazılı izine istinaden tespit ve tahliye işlemlerinin yapılabilmesi sağlanacak. Riskli yapıların dönüşümünde hak sahibinin mevcut taşınmazının değeri ile yeni yapıda hak sahibine verilecek konut veya işyerinin değeri gözetilerek kat karşılığı ile hasılat paylaşımı gibi usullerle dönüşüm projelerinin yapılabilmesine imkan verilecek. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı hizmet alımı, plan proje gibi işler ile dönüşüm uygulamaları için sözleşmeli personel çalıştırabilecek. Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca yürütülecek uygulamaların ivediliği sebebiyle Başkanlık tarafından yapılacak veya yaptırılacak yapılara, belirli şartların sağlanması kaydı ile avan projeye göre yapı ruhsatı verilmesi ve yapım işinin tamamlanmasını takiben 30 içinde yapı kullanma izin belgesi verilecek.

‘KİMSE MÜLKİYET GÜVENCESİNE SAHİP DEĞİL’

Teklife ilişkin gazetemize değerlendirmede bulunan TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Doç. Dr. Pınar Giritlioğlu, “2002 yılından beri iktidarda olan bir parti var. Elinde her türlü yasayı yapabilecek güç var. Yani her türlü güce, her türlü araca sahip bu iktidar bugüne kadar yapamadığı neyi bu yeni yasa ile yapacak?” diye sorarak başladı sözlerine. Bugüne kadar yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarını hatırlatan Giritlioğlu, “Bugüne kadarki kentsel dönüşüm söylemi adı altında yapılan uygulamaların hiçbirinin kamu yararı içermediğini, gerçekten depreme çare olamayacağını biliyoruz, görüyoruz. Bugüne kadar kent merkezinde yaşamış, dişiyle tırnağıyla bir ev sahibi olmuş insanları buradan dışarıya sürüyorsunuz, bir daha da geri dönemeyecekler anlamına geliyor. Kent merkezini de başka bir kesime pazarlayacaksınız anlamına geliyor. Bu böyle bir hesap ne yazık ki bunun içinde deprem yok. Bunun içinde afetler yok. Bu tamamen sermaye ve belli üst gelir gruplarına kenti yeniden pazarlamanın bir aracı olmuş durumda. Hal böyleyken iktidar 6 Şubat depremlerinden sonra bu depremleri bile bir fırsata çevirmenin yolunu buldu, çıkardığı tasarılarla. Yani krizi fırsata çevirme yoluna gitti. 2012 yılında çıkan 6306 sayılı Yasa ile bu süreci hızlandırmıştı. Ki 6306 sayılı Yasa zaten son derece dayatmacı baskıcı, kamu gücünü kullanarak mülksüzleştirebilen bir yasa. Bugün Türkiye’nin hiçbir yerinde kimse mülkiyet güvencesine sahip değil bu yasa nedeniyle.”

İNSANLAR 3 PARAYA ALDIĞI EVLERİNİ KAYBEDECEK’

İktidarın komisyonda kabul edilen kentsel dönüşüm teklifi ile bugüne kadar çıkan küçük engelleri de aşmaya çalıştığını belirten Giritlioğlu şunları söyledi: “Küçük engeller dediğiniz de aslında işte meslek odalarının mücadeleleri. Biz hâlâ çeşitli kanallarla kentsel dönüşümün sağlıklı yapılabilmesi için mücadele ediyoruz çünkü. Çeşitli mesajlarla basın açıklamalarıyla sağlıklı bir kentsel dönüşümün nasıl yapılması gerektiğini anlatmaya çalıştık. Şimdi bütün bunlara ne yazık ki iktidar bugüne kadar hep ‘Kentsel dönüşümü engelliyorlar’ diye baktı. Hayır, mesele bu değil. Kentsel dönüşüm elbette ki depremi bekleyen bir kentte yapılmak durumunda ama zorlayıcı, dayatmacı, baskıcı, insanları yerinden eden yaklaşımla değil. Bugüne kadar iktidarın gerçekleştirdiği uygulamalara baktığımızda ne yazık ki aslında esas derdin kentsel dönüşüm olmadığını görüyoruz. Bu bir inşaat faaliyeti, bir gayrimenkul atağı.

Peki şimdi gündemdeki kentsel dönüşüm yasasıyla o zaman bizi ne bekliyor? Bu sürecin daha da hızlanmasını bekliyoruz. Yani dayatmacı, mülksüzleştiren bir yaklaşımla ilerleyen süreçteki bazı engelleri de aşmanın yolu açılıyor. Bunun mülksüzleştirme yönünde daha da büyük etkileri olacağı; insanların bir zamanlar üç kuruş parayı bir araya getirip aldıkları evlerini de kaybedebilecekleri anlamına gelir. Bu katılımcı bir süreç değil, uzlaşmacı bir süreç değil. Meslek odalarını planlama süreçlerini tamamen dışlayan bir süreç.”

“Bu tip yasalar depreme karşı kentlerin kırılganlığını daha da derinleştirecek, daha büyük riskleri beraberinde getirecek”

#50+1 nedir #kentsel dönüşüm #kentsel dönüşümde yönetmelik değişkliği #çevre şehircilik bakanlığı #kentsel dönüşüm başkanlığı #büyükçekmece kentsel dönüşüm başkanlığı #kentsel danışman #kentsel danışmanlık ofisi